Libya Üzerine Verilen Mülakat

CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen’in Libya Üzerine Verdiği Mülakat

Hoşbulduk efendim.

İlk konuşmasında verdiği mesajdan çok farklı şey söyleyeceğini tahmin etmiyorum. Belli ki orada şiddet kullanarak, vatandaşların üzerine baskı yaparak, ateş açarak durumu kontrol altına almaya çalışacak. Fakat görüldüğü kadarıyla halkın bugünkü rejimle bir arada yaşama arzusu gözükmüyor, yok ortada. O bakımdan sonunda ümit ediyoruz ki Libya demokratik bir rejime kavuşacaktır. Mutlaka Libya halkının karar vereceği bir konudur Libyalıların nasıl bir rejimle yaşayacakları. Bizim dileğimiz Libya’nın da bütün Orta Doğu ülkelerinin de demokrasi içinde yaşamasıdır. Çok uzun yıllarca tüm Orta Doğu ülkeleri aşağı yukarı, otoriter rejimler altında yaşadılar. Oysa dünyanın diğer ülkeleri nasıl demokrasiler içinde yaşamayı hak ediyorlarsa Libyalılar da hak ediyor. Mısırlılar da Yemenliler de. Ümit ediyorum ki bu işin sonunda Orta Doğu’da demokrasi cereyanı güçlenecektir, demokrasiler yerleşecektir ve otoriter rejimlerin artık sonunun geldiği anlaşılacaktır.

Şimdi aslında uluslararası hukuka göre, BM’nin İnsan Hakları Bildirgesi’ne göre devletler, kendi vatandaşlarına istedikleri gibi eziyet etme haklarına sahip değiller. Ben vatandaşıma ateş açarım, havadan bombardımana tutarım, insanları öldürürüm kimse de bir şey diyemez. Bu anlayış artık geride kaldı. O bakımdan BM örgütünün bu durumda etkili bir görev yapmasını ben şahsen bekliyorum. Orada baskı altındaki insanların can güvenliğine, mal güvenliğine kavuşturulması için uluslararası toplumun aktif bir çaba göstermesini bekliyoruz. Bazı girişimler var, bazı çalışmalar var hem BM’de hem Avrupa’da. Umuyoruz ki bu çalışmalar başarıya ulaşsın.

Önce şunu söyleyelim, vatandaşlarımızın tahliyesi için sarf edilen her çabayı biz takdirle karşılarız. Ama bunu bir propaganda vesilesi yapmasını yadırgıyoruz hükümetin. Bizden önce kimse böyle bir tahliye yapmadı falan gibi sözler yakışmıyor. Şimdiki hükümet geçmiş hükümetlerle bir yarış içinde mi hissediyor kendisini? Kaldı ki geçmişte çok başarılı tahliye operasyonları oldu çok çabuk unutuluyor. Güney Kıbrıs’ta mahsur kalan vatandaşlarımız nasıl tahliye edildi oradan? İngiliz üslerinden biz onları hava yoluyla, deniz yoluyla nasıl getirdik Magosa Limanı’na? Önce Adana’ya getirdik, Mersin’den feribotla Magosa’ya taşıdık. Buna benzer çok büyük tahliye operasyonlarımız var bizim. Şimdi kalkıp da bizden önce kimse bu işi yapmadı, biz yaparız, bütün dünya bize hayran gibi sözler hiç yakışmıyor. İkincisi bu son halk hareketleri olana kadar bizim hükümetimizin ağzından siz bir kere Orta Doğu’ya demokrasi getirmemiz lazım, insan haklarına saygı göstermemiz lazım gibi bir söz duydunuz mu? Bunu biz yıllardan beri söylüyoruz. Ama hükümet sadece bazı ticari ilişkilerini düşünerek, bazı ekonomik bağlarını düşünerek, bu ülkelere hiçbir zaman demokrasi telkininde bulunmadı şimdiye kadar. Tam tersine en otoriter rejimlerle en yakın ilişkiler kurmakta sakınca görmedi. Kısa bir süre önce sayın Başbakanın Kaddafi’nin elinden bir ödül aldığını unutmadık. O bakımdan şimdi kalkıp da bir tahliye operasyonunu ön plana çıkararak en başarılı hükümet dünyada bizim hükümetimizdir demesi inandırıcı olmuyor. Eğer siz bir iş yapmak istiyorsanız Orta Doğu’ya, demokrasi ve insan haklarının getirilmesi için çaba sarf edeceksiniz. Bizim şu sırada söyleyeceğimiz budur. Bakın biz Güney Kıbrıs’tan 7.442 kişi getirmişiz, o günkü tahliye operasyonuyla. 26 Ocak 1975 tarihinde. Bunlar unutuluyor; geçmişte hiç kimse hiçbir şey yapmadı, bir biz varız, bizden başka kimsenin kıymeti yok gibi cümleler. Bunlar yakışmıyor hükümete.

Ben teşekkür ederim. İyi günler diliyorum.


Bu belge Belgeler arşivinde bulunmaktadır.