Son Eklenenler:
- SPUTNİK AJANSININ ADANA MUTABAKATIYLA İLGİLİ SORULARINA KARŞILIK VERDİĞİM MÜLAKAT 27 OCAK 2019
- ODA TV’DEN NURZAN AMURAN’A VERİLEN MÜLAKAT 27 EKİM 2019
- 3 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının 99. yıldönümü Hakkında 25 NİSAN 2019
- CUMHURİYETTE “ ABD’NİN AMACI DEVLETÇİKLER OLUŞTURMAK” ADLI MÜLAKAT 24 AĞUSTOS 2019
- GAZETE DURUM’DAN BAHADIR SELİM DİLEK İLE MÜLAKAT “VETO HAKKINI SONUNA KADAR KULLANMALIYIZ 23 MAYIS 2022
- Cumhuriyet gazetesi Tuncay Mollaveisoğlu imzasıyla ve “Türkiye Geri Adım Atamaz” başlığıyla yayınlanan mülakat 22 TEMMUZ 2019
- ABD BAŞKANI TRUMP’IN AMERİKA’NIN 1987 TARİHLİ ORTA MENZİLLİ NÜKLEER SİLAHLAR ANTLAŞMASINI (INF) ASKIYA ALMA KARARIYLA İLGİLİ OLARAK SPUTNİK HABER AJANSINA VE BAŞKA YAYIN ORGANLARINA VERİLEN DEMEÇ 22 ŞUBAT 2019
- Türkiye’deki Demokrasi, İnsan Hakları, Basın Özgürlüğü ve Düşünce Özgürlüğü Alanlarındaki Eleştiriler Hakkında 21 KASIM 2019
- Erdoğan ve ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence görüşmesi ardından 18 EKİM 2019
- Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence Arasında Yapılan Görüşme Üzerine 18 EKİM 2019
Demokrasiden Diktatörlüğe
İktidar Uğruna Demokrasiyi Feda Edenler
Remzi Kitabevi, 2011
Önsöz
İnsanlığın ulaştığı en ileri yönetim biçimi olan demokrasi, bugünbile milyarlarca insanın özlemi olmaya devam ediyor. Eski Yunan’dabaşlayan demokrasi serüveni tarih boyunca dünyaya yayılırken çeşitliengellerle, güçlüklerle karşılaşmıştı. Bazen savaşlar, bazen iç çekişmelerdemokrasiyi sona erdirdi. Birçok ülkede de seçim yoluyla iktidara gelenler iktidarda kalmak için demokrasiyi, özgürlükleri, insan haklarını feda ettiler ve diktatörlüğe yöneldiler.
Bazı büyük devletler kendi ülkelerinde demokrasiyi toplumun sadecebelirli bir kesimi için uyguladı, diğer vatandaşlarını özgürlüklerdenmahrum etti. Hatta ülkesinde yaşayanların bir bölümünü vatandaşbile saymayanlar oldu. Emperyalist devletler kendi denetimindeki başka ülkelerin halklarını ise çoğu zaman otoriter rejimlerle yönettiler.İkinci Dünya Savaşı’ndan önceki yıllarda Avrupa ülkelerinde demokrasiyi tahrip eden diktatörler, milyonlarca insanın hayatına malolan insanlık dışı rejimler kurdular ve yayılmacı emelleri uğruna dünyayı savaş felaketine sürüklediler.
Savaştan sonra demokrasi dünyanın birçok bölgesinde kökleşti ama demokratik sayılan ülkelerde de demokrasi dışı pek çok uygulamagörüldü. Dünya devletlerini kendi görüşleri doğrultusunda yönlendirmekisteyen bazı uluslararası örgütlenmeler ortaya çıktı.
Başka ülkelerin iç politikasını, seçimlerini ve hükümetlerinin oluşumunukendi çıkarları doğrultusunda etkilemeye çalışan devletleroldu. 21. yüzyıla girildiğinde, dünyada yaşayan insanların yarısındanazı demokratik veya kısmen demokratik sayılan ülkelerde yaşıyordu. Türkiye’nin geçmişinde özgürlükçü hareketler ancak Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde ortaya çıktı. Padişahın yetkilerini sınırlayan ilk girişimler kısa ömürlü oldu. Türkler gerçekdemokrasinin temellerini ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında attılar. Cumhuriyet dönemi, ulusal iradenin egemenliğini devletin temelihaline getirdi. O dönemden gerçek bir demokrasiye, çok partili rejime geçilmesi de uzun yıllar aldı. Çok partili rejime geçildikten sonrada demokrasi sık sık engellerle karşılaştı. Bazen iktidarı bırakmak istemeyen liderler toplumu baskı altına almaya çalıştılar, bazen de askeri müdahaleler demokrasinin gelişimini engelledi. Demokrasi miiktidar mı sorusuyla karşılaştıklarında bazı liderler iktidarı seçti. Bütün bu gelişmelerden sonra, Türkiye dünyanın demokratik ülkeleri arasında henüz hak ettiği yeri alabilmiş değil. Yasalarda yapılanreformlar gerçek hayata henüz tam yansıyamadı, hatta bazen geriadımlar atıldığı da oldu.
İşte bu kitapta bütün bu konular değerlendiriliyor ve Türkiye’nindünya devletleri arasındaki yeri saptanmaya çalışılıyor. Bu kitapta yeralan bilgiler ve değerlendirmeler eğer demokrasiye gerçekten inanansiyaset adamlarını, gazetecileri, aydınları ve toplumun her kesimindenvatandaşları, yaşadığımız sorunları tarih penceresinden bir keredaha düşünmeye sevk ederse ne mutlu. Bu kitabın hazırlanmasında çok değerli katkılarda bulunan çalışma arkadaşlarım Evrim Yarımağan’a, Merve Karadayı’ya, Nesrin Tüzün’e ve Burcu Kanbal’a içtenlikle teşekkür ediyorum. Eşim Nedret Öymen, çocuklarım Burak ve Başak her zamanki gibibeni içtenlikle desteklediler. Onlara da teşekkür borçluyum.
Onur Öymen, 4 Mart 2011