Haber Ekspres – Bağımsız Yargıya Tahammülleri Yok

Bağımsız yargıya tahammülleri yok

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, “Hükümetin anayasa değişikliğinden amacı yargıyı büsbütün hükümetin denetimine almaktır. Çünkü bağımsız yargıya tahammülleri yok” dedi.

Muğla’nın Bodrum ilçesine kitap imza gününe katılmak üzere gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen basın mensuplarının Türkiye gündemine ilişkin sorularını yanıtladı.

Uzlaşma ortamı lazım

Anayasa değişikliği ile ilgili konuda “Anayasa değişikliğini hükümet suni bir gündem olarak ülkemizin gündemine taşıdı” diyen Onur Öymen “Anayasa değişikliği için Türkiye’de uzlaşma ortamı lazım. Böyle bir ortam yok. Ne mecliste var ne kamuoyunda var. İktidar döneminin sonuna yaklaşıyor. Seçimlere giden bir ülkede anayasa değişikliği olması akla aykırı. Anayasada 1-2 madde var ki mutlaka değiştirilmesi lazım. Biz onu yıllardan beri söylüyoruz. Hükümet ona yanaşmıyor. Milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılması gibi. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndan (HSYK) adalet bakanının, müsteşarın çıkarılması gibi. Anayasanın geçici 15. maddesini kaldıralım dedik. Sayın Başbakan bu bir şaka mıdır diye ciddiye bile almadı. Maddeyi kaldırarak geçmişte darbe yapanların yargılanmasını engelleyen bir unsuru da bertaraf etmiş olacaktık. Ona da yanaşmadılar” dedi.

İşsizlik dayanılamayacak düzeyde

Hükümetin bu girişimlerini biraz ülkenin gündemini saptırma çabası olarak gördüklerini söyleyen CHP Genel Başkanı Onur Öymen “Ülkemizde çok ciddi konular var. Hükümet bunlarla uğraşmalıdır. İşsizlik dayanılmayacak bir düzeye ulaştı. Ekonomi perişan vaziyette. Emeklilerin, işçilerin durumu ortada. Hükümet bütün bunları bırakıp anayasa değişikliğine kalkışıyor. Anayasalar her hükümet değişince değişecek belgeler değil, anayasalar köklü belgelerdir. İçinde bazı maddeleri değişebilir. Bu anayasada bu hükümetin söylediği gibi bir askeri anayasa değil, 82 defa değişikliğe uğramış, ilk yapıldığı hale nazaran çok farklı bir anayasadır. Birçok maddesi çağdaşlaştırılmıştır” diye konuştu. “Belli ki hükümetin bu anayasa değişikliğinden amacı, yargıyı büsbütün hükümetin denetimine almaktır” ifadesini kullanan Öymen şöyle devam etti: “Anayasa Mahkemesi ile ilgili benzer düşünceleri var. Bunu şimdi mi yapmak isterler daha sonra mı bilmiyoruz. Ama bu maddelerin arasına halkın hoşuna gidecek 1-2 madde de sıkıştırarak onları ön plana çıkararak büyük bir hizmet yaptıkları izlenimi verecekler. Ama esas amaç yargıyı denetim altına almaktır. Çünkü bağımsız yargıya tahammülleri yok. Bu iktidarın bağımsız yargıya tahammülü yok. Bu iktidarın bağımsızlığa ve eleştiriye tahammülü yok. Onun için bu anayasa değişikliğinin yapılması işine ne koşullar uygundur ne de objektif kurallara göre böyle bir değişikliğin şimdi yapılması doğru olur. Seçimlerden sonra düşünülebilecek bir konudur. Bu anayasanın yargı
denetimi ile ilgili boyutu sizi çok rahatsız ediyor. Bu yargı denetiminden kaçmak için bunu yapmak istiyorsunuz. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak size bu fırsatı vermeyeceğiz.”

Türkiye’yi ayağa kaldırdılar

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen kamuoyunda “balyoz planı” olarak yer alan iddialara ilişkin soruya da “Bu iddialar üst üste geliyor. Kaçıncı iddiadır bilmiyoruz ama şimdiye kadar ileri sürülen iddiaların çoğu geçersiz çıktı. Hemen hemen tamamı geçersiz çıktı” diye yanıtladı. “Islak imza işi ne oldu” diyen Öymen “Türkiye’yi ayağa kaldırdılar. İktidar suç duyurusunda bulundu. Sonunda ne oldu. İddia ettikleri hükümeti devirmeyi amaçlayan bir çalışmanın sorumlusu saydıkları insan şu an görevinin başında. Bu kadar ciddi bir iş olsaydı herhalde böyle bir durum olmazdı. Diğer iddiaların çoğu da böyle çıktı. 2 buçuk senedir Türkiye’yi sallıyorlar. Türkiye’nin gündemini etkilemeye çalışıyorlar” dedi.

Adaletin gecikmesi sıkıntılı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen “Aylardan beri birçok insan hapiste. Fakat bir kişi bugüne kadar mahkum olmadı” dedi. Öymen, “balyoz planı” olarak yer alan iddialara ilişkin soruya yanıtında şunları söyledi: “Uzadıkça davalar, ‘geciken adalet adalet değildir’ derler. Adalet geciktikçe sıkıntılar doğuyor. Biz yargıya saygılıyız ama yargının da kamu vicdanına saygı göstermesi lazım. Türkiye’nin çok saygın insanları şu anda hapishanede. Bu davanın da ne zaman sonuçlanacağına dair hiçbir işaret yok. Tutuklama bir önlemdir ama bir ceza değildir. Maalesef Türkiye’de birçok halde tutuklanan insanların sonunda berat ettiğini görüyorsunuz. Hapiste kaldıkları süre bir ceza süresi oluyor. Diğer ülkelerde bunun tam tersi. Tutuklamaya ancak zorunlu hallerde başvuruyorlar. Bizde ise ilk akla gelen insanları tutuklamak. Sonra aylar geçiyor, çok uzun süre sonra tutuklamanın gerekmediği anlaşılıyor. İnsanlar serbest bırakılıyorlar ama içeride yaşadıkları yanlarına kar kalıyor. Bu demokratik ülkelerin uygulaması
değil. Demokratik ülkelerde böyle şey olmuyor. Boşuna Türkiye’de yargı bağımsızlığını dünyanın 64. sırasına koymamışlar. Hükümetin yargı üzerindeki baskıları nedeni ile Türkiye’de yargı maalesef pek çok ülkenin gerisinde kaldı. Bir yargı düşünün ki bir devlet bakanı savcıya telefon ediyor, tutukladığınız arkadaşları serbest bırak diyor. Böyle bir şey var mı dünyada? Böyle bir şeye teşebbüs eden insan görevinde kalabilir mi? Türkiye’de oluyor. O nedenle bu iktidarı vatandaşlar ilk seçimde tarihin karanlık bir sayfasına gönderecekler”


Bu belge Yazılı basın arşivinde bulunmaktadır.