Onur Öymen – 25 Kasım 2011 – Dersim Olayları

Bu olayları tek taraflı yaklaşımlarla kamoyunda tartışmak son derece yanlıştır. Bu hükümetin de işi değildir, başbakanın da değildir bizim de. Bu doğrudan doğruya tarihçilerin işidir. Başbakanın yaptığına bakın Dersim dosyasından iki-üç tane kağıt çıkarıyor, onlara bakarak hüküm veriyor, bu bir katliamdır diyor falan. Çağlayangil’in sözlerinden bahsediyor. Çağlayangil’in anılarını okudunuz mu? Seyid Rıza için ne demiş biliyor musunuz? Bilmeden neden konuşuyorsunuz? Bu şekilde bir tarihçi gibi bir hükme varıp Türk milleti adına özür dilerseniz o zaman millet düşünecektir. kimin namına özür diliyorsunuz Atatürk namına mı? Yoksa İsmet Paşa mı, Celal Bayar mI? Kimin adına? Bu yetkiyi kimden aldınız? Bir tarihçiler raporu mu var elinizde. Yani şimdi kalkıp da Ermeniler Türkler soykırım yapmıştır özür dilesinler deyince özür diliyor musunuz? Diyemezsiniz çünkü bu konuda tarihçilerin raporları var. Amerika’da 73 tane tarihçi rapor yazdı, Ermeni olayları hiçbir zaman soykırım sayılamaz. işte buyrun. Türkiye ‘de Dersim olayları sırasında kuşkusuz çok sayıda insan hayatını kaybetmiştir, son derece üzücüdür. Ne kadar üzülsek hakkımızdır, o insanların acısını mutlaka paylaşıyoruz. Ama Dersim’de bir ayaklanma yoktu, devlet önceden planlı bir şekilde katliam yapmak için oraya gitti ve bunun adı katliamdır derseniz, tarihçiler rahatsız olur. Çünkü benim okuduğum ciddi tarih kitaplarının hiçbirinde bu yazmıyor. Bırakın tarihçileri Abdulah Öcalan bile Dersim olaylarını Fransızlar kışkırtmıştır diyor ifadesinde. Geçenlerde Çukurca’da 24 tane şehit verdik Sayın Cumhurbaşkanı ne dedi? Biz onların intikamını alacağız. Peki Dersim’de ilk karakol baskınında 33 kişi, sonrakinde 56 kişi şehit edildi. Yani bu askerlimiz eceli ile mi öldü orada? Bir tek sivilin bile öldürülmesi mazur görülemez. Kimse bunu mazur göremez. Bu öldürülen insanların kaçı çatışmalarda öldürülmüş, kaçı silahlı, kaçı silahsız? Bunları tespit edecek olan tarihçiler. Genel Kurmay’a da bir görev düşüyor. Çünkü bu katliam denildiği zaman hele başbakanın ağzından sorumluluğu o zaman Genel Kurmay Başkanı olan Fevzi Çakmak komutasındaki Türk Silahlı kuvvetlerine atmış oluyorsunuz. Genel kurmay’ın söyleyeceği hiç lafı yok mu? ? Ama Ermeni iddiaları ile ilgili askerler 2 ciltlik kitap yayınladılar, belgeler yayınladılar. Ama Ermeni iddiaları ile ilgili askerler 2 ciltlik kitap yayınladılar, belgeler yayınladılar. Peki Genel Kurmay susarak bu katliam idiasına sessiz mi kalacak? Bu işi mutlaka tarihçilere bırakacaksınız. Siyasetçiler bugünün politikası için böyle tarihten destek almaya çalışırlarda tarihe de zarar verirler. Bırakın başbakan da sussun, diğer politikacılar da hüküm vermekten geri dursunlar. Bu işi tarihçilere bırakalım. ne yaşandığını çok iyi bileceğiz, özür dilenecek bir durum var mıdır, yok mudur bunu tarihçiler ortaya koyacaklar. Ondan sonra kim özür dileyecek, cumhurbaşkanı mı, meclis mi? Ama başbakan tarihçi değil, dosyayı bilmediği anlaşılıyor. Dış boyutundan yabancıların tarihlerinden hiç bahsetmedi. Seyid Rıza’nın İngiliz dışişleribakanına mektup yazarak, 3 milyon kürdün Türk hükümetine karşı ayaklandığını ve İngiltere’den destek istediğini söylemiyor. Şimdi siz gerçeklerin bir kısmını çıkıp söylerseniz başkaları, başka kısmını söyler. Efendim öyle bir mektup yoktu. İşte Yılmaz Özdil açıkladı, arşiv numarası ile birlikte İngiliz arşivlerinden. O bakımdan kimse tarihi tek taraflı yaklaşımlarla çarpıtmaya kalkışmasın. Bu acıları hepimiz içimizde hissediyoruz bunu hafife alan bir sözü Türkiye’de kimse söylememiştir, bunu söyleyecek son insan da benim. O bakımdan kimse bize söylemediğimiz sözleri atfederek niyet yargılamasına kalkışmasın. Başta sayın başbakan. Başbakan ne dediğimi merak ediyorsa açsın konuşmamı teker teker okusun ve o konuşmada onun söylediği anlama gelecek bir kelime olmadığını görsün.


Bu belge Belgeler arşivinde bulunmaktadır.